Mutsuz Sirk Palyaçolarına Benden Selam Söyleyin... Gökçehan Daçe

Başkalaşım...

arasak bulamayız gölgemizi
hangi suya baksak namevcuduz. (c.s tarancı)


/

damarlarımdan
çalımlı ırmakların gökyüzüne değdiği yerde
vaz geçtim.
bi’bahar sabahıydı (anımsıyorum)
kumruların sustuğu bi’sabahtı.
çalımlı ırmaklar gökyüzüne boşalıyordu. gördüm. utandım.
damarlarıma baktım
aynı tonda akıştılar. gökyüzü gibiydi içim.
aynı ıslaklıktılar aynı genişlik
biri birine karışıyorlardı
da ben kaçırıyordum aklımı.
kuşların kanatları vardı. herkes bilir bunu. ama ben içimdekileri diyorum:
kanatsızdılar. gördüm. kıskandım.

geriye doğruydu her şey.
suyu tekmeleyen bir çocuktum da sanki bi’kadının rahmini oyuyordum.
mezar kazıcılar
günahlarımın affı için dua ezberliyorlardı: yüzüme bakarak.
tef sesi gerginliğinde
kanun sesi katılığındaki yüzüme.

geriye doğru bi’akışta bütün ırmakları kanımdan geçirdim
neye baksam iğdiş edilmiş masal kokuyordu her şey:
çizmeli kedi kırmızı başlıklı kızın ırzına geçiyordu.
altı cüce kurtla dansa başlıyordu.
yedincisi rapunzelin peşinde.
ben vaz geçiyordum damarlarımdan
her şey kör kütük karışıyordu diğerine.

balonu üf’leyen çocuktum da sanki bi’kadının nefesi ile uzuyordum göğe.

vaz geçtiğimi sanıyordum damarlarımdan.
“hiç olmadılar ki vaz geçesin” diyene dek onlar.
onlar ki yüzümde buhurdan ve efsunla türlü çengideydiler.
dert ehliydiler sonra: “armudi kemençe sesi kadar yoksun” dediler.
“ben yok olansam siz kimsiniz” dedim.
sustular. kanatları vardı.

çocuktum sanki. bi’kadının yüksek topukları ile kanatıyordum masalları.
uzayan saçlarının kurtarıcılığını
eril bi’güce bağışlıyordu rapunzel.
kendisini kurtaranın kendisi olduğunu bilmeden!
çocuktum. kadınlığa özenen bir ruj rengiydim her yere bulaşan.
kendimi yok sayıyordum da böylece kendim oluyordum!
“hiç olmadın ki yok sayasın” diyene dek onlar.
rapunzel kesiyordu saçlarını.

durdum.
gece oluyordu.
her şey olmaması gerektiği zamanlardaydı.
yağ döken bi’çocuktu kumru: sesindeki yakarıştan anlıyordum.
yüzümde kıptî: “geceler dişidir” diyordu. ben gündüz oyunuydum.
udi
tanburi
kanuni
çekip gittiler yüzümden
flüt sesi kararsızlığında kanatları vardı.
gece oluyordu:
bi’ırmaklara baktım. bi’göğe
damarlarım mı?
onu boş verin:
kendimi ayak parmaklarımdan astım!
hiç (bu kadar dişi) olmamıştım/


/ela dincer

08.03.2008