Mutsuz Sirk Palyaçolarına Benden Selam Söyleyin... Gökçehan Daçe

Körebe...



İlk kadehi şerefine kaldırıyorum
Son kadehin şerefsiz dediği

Bunlar hep gece yarıları oluyor - yirmidörtlerde
Susuk bir yalnızlığım oluyor - anasonlu
Sen aslında yoksun ama gözlerin var
Ama gözlerinin kalleş seslenişi var yol ağızlarında

Bu kentler dufy’den böyle
Böyle çıt kırıldım böyle korkak
Sonra bütün ışıkları söndürmek işten değil
Ellerini ayaklarını mesela -yani seni- işten değil
Biz nasıl olsa hiçiz biliyorsun - olan çiçeklere oluyor
Biliyorsun bir yumduk mu gözlerimizi açmamacasına
Olan gökyüzüne oluyor - kahrımıza yetmiyor maviliği

Ya da ellerini sallama rıhtımlarda
Dudaklarını ısırıp ısırıp ağlama yenileceğim
Üstelik son yenilgim olacak haberin olsun
Bu bir kaçış değil - bir kurtuluş hiç değil
Belki de bir arayış bir körebemsi yaşantıda

İyisi mi indir perdelerini - bir başına çoğalırsın

Erdoğan Çokduru

Barut Kokusuyla Hesaplaşma...


Suskunluk bazen en büyük sesleniştir
Coşku çırpıntılar toplamı değil
Öfkeyi aklın kınında büyütmektir

Belki bir rastlantı fısıldar ayrılığı
Belki etimi kemiğimi talan eden sızıyla
Esmer gün sağanak halinde

Neyeydi bu kendini bilmez sancılar damarlarımdaki
Ve neyeydi iblislerin hıncı
Bekleyişimin içine sarkan

Aynı üzgün yürekler emziriyor
Pıhtılaşmayan direncimizi
Aynı akıntı aynı gümbürtüyle
Aynı çağlayandan

Gül değmemiş gözbebeklerine
Kurşun yaraları düşer ömrümün.

Kaan İnce